Doğu Anadolu ve Güneydoğu Bölgesi Gezi Rehberi

 
doğu anadolu gezi rehberi
 

Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi Gezilecek Yerler

Türkiye’nin doğusunda ve güney doğusunda bulunan bölgeleri, ülkenin yedi coğrafi bölgesinden 2’si olan Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleridir. Yüzyıllar boyu yerleşim yeri olmuş bu topraklarda çok sayıda medeniyetlerin izleri bulunmaktadır. Dağlar, akarsu ve göller, ovalar ve vadilerden oluşan yeryüzü şekillerine, iklim olarak sert ve soğuk geçen kışlara, sıcak ve kurak geçen yazlara sahiptir. Bölgelerde halk çoğunlukla hayvancılık ve tarımla uğraşmaktadır. Sanayileşme ülkenin batısına oranla daha düşüktür. Bu nedenle doğu ve güneydoğu illerinden başta Marmara Bölgesi, Ege ve Akdeniz Bölgelerine çok fazla göç yoğunluğu görülmüştür. Doğu Anadolu Bölgesi’nin yüzölçümü 150.210 km², Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin yüzölçümü ise 59.176 km²’dir. Her yıl Doğu Anadolu Kültür Turları kapsamında Ankara Garından kalkan Doğu Ekspresi, Güney Kurtalan Ekspresi ve Van Gölü Ekspresi ile masalsı diyarlara yolculuk yapan çok sayıda ziyaretçi bulunmaktadır. Bunun haricinde seyahat firmalarının organize ettiği GAP Turları, kültür ve gurme turları kapsamında uçak ve otobüslerle Türkiye’nin diğer bölgelerinden Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerine her dönemde ziyaretçiler gelmektedir.

Bizler e-Yaşam Rehberi olarak sayfalarımızda dört bir yanı güzelliklerle dolu olan ülkemizin 7 bölgesini Türkiye Gezilecek Yerler başlığı altında inceleyerek popüler gezi rotaları ve mekanları ile ilgili bilgiler paylaşmaya çalışıyoruz. Amacımız ilginizi çeken ve seyahat etmek istediğiniz bölgeler hakkında size ipuçları verebilmek ve böylece yolculuk planınızı daha kolay yapabilmeniz için az da olsa yardımcı olmaktır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri Gezilecek Yerler için sayfamızdan ihtiyacınız olan bilgilere ulaşabilirsiniz.

Doğu Anadolu Bölgesinde yer alan şehirler; Ağrı, Ardahan, Bitlis, Bingöl, Elâzığ, Erzincan, Erzurum, Hakkâri, Iğdır, Kars, Malatya, Muş, Şırnak, Tunceli, Van

Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yer alan şehirler; Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Kilis, Mardin, Gaziantep, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak

Doğu'nun Tarihi Yerleri

Doğu Anadolu Bölgesi gezi turumuza en kuzeyde yer alan Ardahan ilinden başlayalım. Artvin ve Gürcistan ile komşu olan Ardahan, 1992’de Kars ilinden ayrılıp il statüsü kazanmıştır. Kış aylarının uzun sürdüğü ve sert geçtiği bölge de göller yaylalar tabiat güzellikleri olarak öne çıkmaktadır. Tarihsel olarak da önemli mekanları bulunan Ardahan’ın aynı isimli kalesi Osmanlı padişahlarından Kanuni Sultan Süleyman zamanında inşa edilmiştir. Uzun surları ile dikkat çeken yapı öncelikli gezilecek yerler arasındadır. Çıldır ilçesinde bulunan Urartulardan kalma Şeytan Kalesi ise Ardahan’ın antik miraslarından biridir. Bölgede bulunan en eski yazılı belgelerden olan Taşköprü Kitabeleri yine Çıldır ilçesinde görülebilir. Çıldır Gölü hem Ardahan hem Kars için önemli yerlerden biridir. İki il arasında kalan Çıldır Gölü üzerinde kış aylarında donması nedeniyle atlı kızak yarışları ve festivaller düzenlenmektedir. 1.derece doğal sit alanı olarak koruma altında olan Çıldır Gölü turistik anlamda oldukça öneme sahiptir. Yaz aylarında ise berrak sularında dibini seyredebileceğiniz ve yemyeşil bitki örtüsü ile gözlerinizi şenlendiren gölün çevresinde kurulmuş balık restoranlarında çeşitli lezzetleri deneyebileceksiniz. Kış aylarında oldukça ziyaretçi çeken Sarıkamış Kayak Merkezi ise Kars ili sınırlarında yer alan popüler tatil yerlerindendir. Kars şehir merkezine 54km mesafede bulunan kayak merkezinde zorluk derecesine göre beş ayrı etapta dokuz adet kayak pisti, telesiyej, kayak evi, restoran ve kafeler ile konaklama tesisleri yer almaktadır. Kars ilinde görebileceğiniz UNESCO Dünya Miras Listesi’ne kayıtlı olan Ani Harabelerinin 5.yy’dan kalma olduğu saptanmıştır. Tarihsel dokümanlarda 1001 Kilise Şehri olarak geçen Ani Harabeleri yüzyıllar boyunca uygarlıkların yaşam yeri olmuştur. Yine Kars ili sınırları içerisinde Selçuklu eserlerinden olan Kars Kalesi, geçmişte Kültür ve Turizm Bakanlığının düzenlediği konser ve etkinliklere ev sahipliği yapmıştır. Bu bölgedeki arkeolojik değerlere sahip eserlerin sergilendiği Kars Müzesi kent merkezinde yer alan Havariler Kilisesi’nde ziyaretçilerini beklemektedir. Arkeoloji ve Etnografya salonları bulunan müzede ayrıca Cumhuriyet öncesi Milli Mücadele dönemlerini yansıtan eşyaların ve Kars Antlaşmasına ait belgelerin sergilendiği Beyaz Vagon görülebilmektedir.

Güneye doğru ilerlediğimizde Ağrı ilinde Mezopotamya’nın önemli yerleşim izlerine rastlıyoruz. Şehrin her noktasında ayrı bir tarihi yapı ve eser görülebilmekte, antik çağdan günümüze kadar uzanan bir yapı zinciri keşfedilebilmektedir. Bu yapıların öne çıkanları arasında İshak Paşa Sarayı mimari özellikleri ve bulunduğu konumla dikkat çekicidir. 18.yy başlarında Çıldır Hanedanlığı zamanında inşa edilen yapı, Ağrı ilinin simgelerinden biridir. Urartulardan günümüze ulaşan Doğubeyazıt Kalesi aynı zamanda antik kent statüsündedir. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinde adı geçen Şoşik Kalesi ise kayalıkların üzerinde dik bir yamaca kurulmuştur. Ağrı ilini adından aldığı Ağrı Dağı ilin en önemli yükseltisidir. Nuh efsanesinde adı geçen heybetli dağın zirvesine tırmanan bir kısım araştırmacılar Nuh’un Gemisi’nin Nuh Tufanından sonra burada karaya oturduğunu ve kalıntıların halen Ağrı Dağı zirvesinde olduğunu savunmaktadır. Hatta Nuh’un mezarının Üç Kilise denilen yerde olduğu da varsayılmaktadır. Sönmüş bir volkanik dağ olan Ağrı üzerinde çoğu kez profesyonel dağcıların tırmanış yaptıkları bilinmektedir.

Kış Turizminin Kalbi

Ağrı ilinden batı yönüne ilerledikçe Dadaşlar Diyarı Erzurum’a ulaşıyoruz. Yılın her döneminde keyifle gezilebilecek şehirlerden olan Erzurum ili, Sasaniler ve Kimmerlerden Urartulara Perslerden Romalılara Selçuklulara birçok medeniyetin etkisinde kalmış yapı ve eserlerle dolu bir ilimizdir. Erzurum’un en dikkat çeken yapılarından Yakutiye Medresesi Türk İslam mimarisinin seçkin örneklerinden biridir. Yapının süslemeleri ve kabartma figürleri kullanılan ince işçiliği ile hayran bırakmaktadır. Erzurum Kalesi ise Bizans Döneminde inşa edilmiş gerek mimari tarzı gerekse özellikleri ile görülmesi gereken tarihi yapılardandır. Uzundere ilçesinde görebileceğiniz Öşvank Kilisesi Gürcü Bağratlı Hanedanlığı döneminde inşa edilmiştir. Bizans döneminde restore edilen kilise gotik mimarinin en etkileyici örneklerindendir. 12.yy eserlerinden Erzurum Saat Kulesi kentin simgelerinden olup, Batı mimarisi izlerini taşır. Osmanlı Dönemi miraslarından olan Rüstempaşa Bedesteni, Kanuni Sultan Süleyman’ın sadrazamı ve damatı Rüstem Paşa tarafından ticaret kervanlarının geçiş güzergahında tüccarların konaklaması için inşa ettirilmiştir. Cumhuriyet tarihinin önemli adımlarından Erzurum Kongresinin gerçekleştiği dönemde, ikamet etmesi için Atatürk’e tahsis edilip daha sonra kendisine hediye edilen Atatürk Evi, şehir merkezinde gezilebilmektedir. Ayrıca dönemin Kongre binası olan Ermeni Kız Yurdu daha sonrasında Kültür Bakanlığı tarafından müze olarak dönüştürülmüş olup, Erzurum Kongresine ait doküman, eşya ve fotoğraflar sergilenmektedir. Erzurum’un doğa güzelliklerinden de biraz bahsedelim. Uzundere ilçesinde bulunan Tortum Şelalesi, aynı isimli gölün sularından dökülmektedir. 48mt yükseklikten çağıl çağıl akan şelale, her mevsim güzelliği ile büyülemektedir. Göl çevresi doğal yaşam alanı olduğu için yırtıcıların ve vahşi kuş türlerinin görülebilmesi muhtemeldir. Rafting meraklıları için Çoruh Nehrinde düzenlenen organizasyonları tavsiye edebiliriz. Doğa sporları deyince Çoruh Nehri gözde parkurlardan biridir. Palandöken kayak merkezi kış sezonunda kayak sever tatilcilerin gözdesi haline gelmiştir. Dünya üzerindeki emsalleri arasında en dik pistlere sahip olan Palandöken, kış sporu aktivitelerinin gerçekleştirildiği eğlenceli etkinliklere de sahne olmaktadır.

Akarsu ve Kanyonları

Doğu Anadolu Bölgesindeki yolculuğumuza Erzurum’dan batıya doğru Erzincan’la devam ediyoruz. Anadolu’da en eski kültür merkezlerinden olan Erzincan ili, Hitit Medeniyetinden günümüze kadar çok sayıda uygarlığı barındırmıştır. Aynı zamanda İpek Yolu üzerinde kurulmuş olan şehrin konumsal önemi stratejik boyuttadır. Bölgede yapılan arkeolojik araştırmalarda Urartular, Persler, Roma ve Bizans dönemlerine ait kalıntılar ve tarihi eserler çıkarıldıktan sonra Erzincan Müzesinde sergilenmeye başlamıştır. Tercan ilçesinde bulunan Mama Hatun Türbesi, Saltuklu prensesi adına 13.yy’ın başında inşa edilmiştir. Eser Ortaçağ Türk mimarisinin en güzel örnekleri arasında yer alır. Kemah ilçesinde bulunan Kemah Kalesi Erzincan’a gittiğinizde mutlaka görmeniz gereken yapılardandır. Tepenin üzerine inşa edilmiş olan kalenin geçmişi Urartulara kadar uzanır. Şehir merkezine 35km mesafede bulunan Girlevik Şelalesi Erzincan’da cennetten bir köşe algısı yaratmaktadır. Ülkemizin en büyük şelalelerinden olan Girlevik, birden fazla yerden bölünerek akışı nedeniyle eşsiz bir güzelliğe sahiptir. Kış aylarında bazen tamamen donan suları ise farklı bir görsel şölene dönüşmektedir. Şelale çevresinde piknik için ayrılmış alanlarda güzel vakit geçirebilir, doğa yürüyüşlerine dahil olabilirsiniz. Kemaliye ilçesinde bulunan Karanlık Kanyon, il sınırları içerisindeki diğer bir tabiat güzelliğidir. Doğa sporu meraklılarının ve kampçıların gözde mekanlarından olan kanyon alanı, kano, rafting ve kaya tırmanışı için uygun ortamlara sahiptir. Termal turizme katkı sağlayan Ekşisu Kaplıcaları ise, termal tesisleri, sıcak su havuzları ve içmeleri ile hizmet vermektedir.

Bereketli Toprakları

Erzincan’dan güneye ilerledikçe Malatya iline varıyoruz. Neolitik Döneme kadar uzanan geçmişe sahip olan şehir Kral Yolu ve İpek Yolu üzerinde bulunmaktadır. Çoğunca kayısı üretiminin yapıldığı şehirden dünyaya her yıl tonlarca ürün ihracatı gerçekleştirilmektedir. Tarihsel olarak önemli bir konumda olan Malatya şehir merkezine 7km mesafede olan Aslantepe Ören Yeri ‘nin geçmişi MÖ 5000 yılına kadar dayanmaktadır. Ören yerinden çıkarılan bazı Hellenistik dönem eserleri, Malatya Müzesinde ve Ankara’da bulunan Anadolu Medeniyetleri Müzesinde görülebilmektedir. Bu eserlerden en önemlileri Kral Tarhunza ve aslan heykelleridir. Battalgazi ilçesinde Selçuklu hükümdarı tarafından yaptırılan Battalgazi Camii 13.yy’dan kalma önemli yapılardan biridir. Yine aynı ilçede bulunan Roma zamanından kalma surlar, İmparator Titus zamanında yapılmaya başlanmıştır. 3km’ye yakın uzunluktaki surlar günümüze kadar ulaşabilmiştir. Osmanlı Dönemi yapılarından IV.Murat’ın silahtarı tarafından yaptırılan Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı, mimarisi ile dikkat çekmektedir. Malatya’da görmeden dönmemeniz gereken yerlerden olan Levent Vadisi Akçadağ ilçesindedir. Kaya tırmanışı, kamp, trekking ve paraşüt gibi aktivitelere uygun olan vadinin zirvesine yapılmış olan seyir terası muhteşem bir manzaraya sahiptir. Darende ilçesinde bulunan Tohma Çayı Kanyonu, rafting tutkunları ve macera severlerin gözde mekanlarındandır. Fırat nehri kollarından biri olan Tohma Çayı, 4km’lik kanyonu ile doğanın Malatya iline en güzel armağanlarından biridir. Aynı zamanda Çay üzerinde bulunan Günpınar Şelalesi ise yürüyüş parkuru ve piknik alanları ile ziyaretçilerin gözdesidir.

Sponsorlu Bağlantılar

 

Doğal Güzellikleri

Malatya’dan doğuya Elazığ iline geçiyoruz. Doğu Anadolu Bölgesinin dört büyük ilinden olan Elazığ, tarihi kültürel yapısı, tabiat güzellikleri ile gezilecek yerlerdendir. GAP projesi kapsamında inşa edilen Türkiye’nin en büyük ikinci barajı olan Keban Barajı Elazığ’dadır. 675 km²’lik alanı kaplayan baraj gölü çevresinde mesire alanları, balık restoranları ve gezi yerleri bulunmaktadır. Baraj gölünde kurulmuş olan balık çiftliklerinde yetiştirilen farklı sazan balığı türlerini göl çevresindeki restoranlarda tadabilirsiniz. Baraja 3km uzaklıkta bulunan Çırçır Şelalesi ise eşsiz güzelliği ve tabiat ortamında keyifle vakit geçirmenize olanak sağlamaktadır. Hazar Gölü keza bahar ve yaz aylarında şehirden uzaklaşmak isteyenlerin kaçış noktalarındandır. Su sporları, kampçılık, yamaç paraşütü için uygun ortamlara sahip olan Hazar Gölü çevresi tertemiz havası ile sizi karşılamaktadır. Tunceli Elazığ arasında bulunan Golan Kaplıcaları kaynak suları ve termal tesisleri ile hizmet verirken kış sezonunda kayak tatili yapabilmeniz için Hazarbaba Kayak Merkezi eğlenceli ve canlı ortamı ile turizme destek vermektedir. Elazığ’da tarih meraklıları içinde Meryem Ana Kilisesi ve Yakubi Kilisesi 2000 sene öncesine dayanan geçmişi ile Hristiyan cemaati için önemli kültürel miraslardandır. Harput Kalesi MÖ 8.yy’da inşa edilmiş bir Urartu Kalesi olup zaman içerisinde farklı uygarlıklarca da kullanılmıştır. Şehri tepeden gören kalenin yakınında Harput Antik Kenti vardır. İl çevresinden çıkarılan arkeolojik kalıntılar Elazığ Arkeoloji Müzesinde ziyarete açıktır.

Doğu Anadolu Bölgesinde gezmenizi tavsiye edeceğimiz bir başka il ise Van’dır. Türkiye’nin en geniş yüzölçümüne sahip gölünden ismini almış olan şehir, ülkemizin en büyük 10 ilinden biridir. Sadece bu bölgede yetiştirilen dünyaca ünlü Van kedisi özel bir tür olup beyaz tüylü bir gözü mavi diğeri yeşildir. Şehir merkezindeki Van Kedi evinde korunan türlerini görebilir, bilgi alabilir hatta onları besleyebilirsiniz. Yerleşim yeri olma açısından en eski kentlerden olan Van, kültürel mirasları ve tarihi yerleri ile öne çıkmaktadır. Urartulardan kalma Van Kalesi şehrin sembollerinden biridir. Aynı zamanda Urartu Devletinin bir dönem başkenti olmuş olan Van’da, farklı medeniyetlerin izlerini görmek mümkündür. Kaleleri ile ünlü il de Hoşap Kalesi, Çavuştepe Kalesi, Yedi Kilise, Hüsev Paşa Camii dikkat çeken tarihi eserlerdendir. Van Gölünde bulunan Akdamar Adası üzerindeki Akdamar Kilisesi Gevaş ilçe sınırlarında yer alan en önemli eserlerdendir. Vaspurakan Hanedanlığı’na ait olan kilise Ortaçağ Ermeni mimarisinin seçkin örneklerindendir. Kapadokya’yı andıran peri bacaları ile Vanadokya Başkale ilçesinde yer almaktadır. Volkanik tüflerden oluşmuş olan peri bacalarının haricinde mağara ve tüneller de bulunmaktadır. Muradiye Şelalesi yöre halkının serinlemek ve güzel zaman geçirip aynı zamanda da piknik yapmak için gittiği mekânlardan biridir. Kışın ise donan şelale hoş görüntüler vermektedir. Van ve Bitlis arasında kalan Van Gölü volkanik set gölü olup genişliği nedeniyle, yörede deniz olarak adlandırılmaktadır. Üzerinde iller arası denizyolu ulaşımı gerçekleştirilen Van Gölü çevresinde, plajlar, restoranlar, yürüyüş alanları ve mesire yerleri bulunmaktadır.

Hoşgörü Şehri

Güney Doğu Anadolu Bölgesine geçtiğimizde ilk durağımız Adıyaman. Kommagene Krallığı’nın en kudretli zamanını yaşamış olan şehir Nemrut Dağı eteklerinde kurulmuştur. UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınan Nemrut Dağı Kommagene Krallığı döneminden kalma anıt heykelleri ile adeta bir Açıkhava müzesini andırır. Milli Park statüsünde olan Tümülüs ve kutsal alanlar en popüler yerleridir. Arsamenia Ören Yeri yine Adıyaman’ın tarihine ışık tutan mekanlardan biridir. Şehir merkezine 60km uzaklıktaki antik kentte bulunan kitabeleri Kommagene tarihinin yazıldığı eserlerdir. Nemrut Dağı girişinde bulunan Karakuş Tümülüsü o döneme ait bir anıt mezar olup kabartma aslan figürleri ile kartal heykelleri dikkat çekmektedir. Haydaran Kaya Mezarları, Turuş Kaya Mezarları, Cendere Köprüsü diğer antik dönem eserlerinden bazılarıdır. Adıyaman il sınırları içerisinde GAP projesi kapsamında inşa edilmiş olan Atatürk Barajı, Türkiye’nin en büyük bölgesel kalkınma projesidir. Atatürk Baraj Gölü çevre illerin tarım arazilerine ve topraklarına sulama sağlamaktadır. Baraj Gölü çevresinde kurulmuş olan restoranlar, gezi yerleri ve mesire alanları değerlendirile bilinir.

İnsanlığın Tarihi

Adıyaman’dan doğuya doğru seyahatimize devam ederek Diyarbakır iline ulaşıyoruz. Günümüzden 9bin yıllık bir geçmişe sahip olan Diyarbakır ili Paleolitik çağa kadar uzanmaktadır. Farklı dinlere, farklı kültürlere ev sahipliği yapan şehrin her köşesinde bu farklılıklara ait temalar görülebilmektedir. Şehirdeki çoğu cami, islam devletleri hüküm sürmeye başladıktan sonra kilise ve ibadethanelerden dönüştürülen yapılardır. Mar-Toma Kilisesinden dönüşen Ulu Cami bunlara örnektir. Caminin yanında bulunan Mesudiye Medresesi ise 12.yy Artuklu döneminde inşa edilmiştir. Anadolu’da kurulmuş ilk üniversite özelliğinde olan Mesudiye Medresesi görülmesi gereken yerlerdendir. Sur ilçesinde bulunan Meryem Ana Kilisesi Ortodoks Süryani cemaatine ait bir ibadethane olup 3.yy’da inşa edilmiştir. Şehir merkezindeki Diyarbakır Arkeoloji Müzesi, Paleolitik çağdan başlayarak birçok medeniyetin eserlerini sergilemektedir. Urartu, Roma, Selçuklu ve Osmanlı eserleri oldukça etkileyicidir. Şehir merkezinde ayrıca Cahit Sıtkı Tarancı ve Ziya Gökalp gibi ünlü edebiyatçıların anısına hizmete açılan müzeler de ziyaret edilebilir. Diyarbakır’da Hüsrev Paşa Hanı, Hasan Paşa Hanı, Sülüklü Han, Diyarbakır Kalesi ve Malabadi Köprüsü gibi yapılar görmenizi tavsiye edeceğimiz turizm açısından popüler yerlerdir.

Dünya Yemek Kültürünün Mimarı

Diyarbakır’dan güneye Mardin iline geçiyoruz. Cilalı Taş Devri’ne kadar uzanan tarihi geçmişe sahip olan Mardin, İpek Yolu üzerinde bulunmakta olup, Hitit, Urartu ve Medlerin en önemli yerleşimlerinden biri olma özelliğini taşır. Türklerin gelişi ile şehir, Selçuklulardan Türk Beyliklerine kadar ve Osmanlı İmparatorluğunun gözde şehirlerinden sayılmıştır. Dünyaya nam salmış Mardin Mutfağı bir çok kültürün öncüsüdür. İl merkezine 30km mesafede Oğuz Köyünde bulunan Dara Antik Kenti, Mezopotamya’nın Efes'i olarak görülmektedir. Surlarla çevrili kentin iç kısmında kale, saray, agora, kilise, su sarnıcı gibi yapı kalıntıları görülebilmektedir. Yapılan arkeolojik kazılarda şehrin sadece 1/3ünün gün yüzüne çıkarıldığı söylenmekte, çıkarılan eserlerin bir kısmı Mardin Müzesinde sergilenmektedir. Mardin Kalesi Mezopotamya Ovasını kuşbakışı gören bir konuma sahiptir. 1600 yıl önce inşa edilmiş olan Kale yakınında bulunan Zinciriye Medresesi şehrin en önemli yapılarındandır. Deyrulzafaran Manastırı, Mor Behnam Kilisesi, Kasımiye Medresesi, Mardin Ulu Camii, Mor Gabriel Manastırı görülmesi gereken önemli eserlerden olup, Mardin Müzesi ve Sabancı Kent Müzesi de kültür ve tarih miraslarının sergilendiği mekânlardandır. Şehrin mimari dokusunu ve benzersiz atmosferini en iyi şekilde yansıtan Mardin Evleri Mazı Dağı yamaçlarında mutlaka görülmelidir.

Peygamberler Diyarı

Masal diyarı Mardin’den batıya peygamberler diyarı Şanlıurfa’ya geçiyoruz. Efsaneye göre, İbrahim peygamberin Nemrut tarafından ateşe atılması ve ateşin suya, odunların da balıklara dönüştüğü anlatılan Urfa Balıklı Göl, bu şehrin en önemli yerlerindendir. Ayrıca kutsal kitaplarda dinler tarihi boyunca gelmiş geçmiş birçok peygamberin aslında Urfalı olduğu söylenmektedir. Şanlıurfa geçmişte birçok dinden ve kültürden insan topluluklarına ev sahipliği yapmıştır. Bu uygarlıkların bıraktığı eserlerin bazıları günümüze kadar ulaşmış olup ziyaret edilebilmekte, kazılarda elde edilen eşya ve eserlerse Urfa Müzesinde sergilenmektedir. Şanlıurfa’da görmeniz gereken eserler arasında Fırfırlı Cami, Selahaddin Eyyübi Camii, Bedesten, Hanlar ve tarihi çarşılar arasında Gümrük Han, Sipahi Pazarı, Halıcılar Çarşısı, Urfa Bakırcılar Çarşısı, Ulu Cami, Urfa Kalesi, Halil Ür-Rahman Camii, Mevlid-i Halil Camii gibi yerler sayılabilmektedir. Şehir merkezine 110 km mesafede bulunan Halfeti, sular altında kalan bir köyün hikayesini yansıtır. Teknelerle gezilen Halfeti, suyun üzerinde sadece üst kısımları görünen minareleri, Rumkale, Norhut Kilisesi ve Aziz Nerses Kilisesi gibi tarihi yapıları ile gözde turizm noktalarından biridir. Urfa aynı zamanda medeniyetin başlangıç yeri olarak kabul edilen Anadolu’daki en eski yerleşim olan Göbeklitepe’ye ev sahipliği yapmaktadır. Yapılan araştırmalar dünyanın en ünlü tarih bilimcilerini bir araya getirmiş ve Göbeklitepe’nin çok değerli bir arkeolojik bulgu olduğu saptanmıştır. Neolitik çağın en büyük tapınak merkezi olarak nitelendirilen ören yeri heykelleri ve kabartmaları ile ilgi çekmektedir. UNESCO Dünya Miras Listesinde yer alan bu önemli yeri mutlaka görmelisiniz. Dünyanın ilk üniversitesi olarak kabul edilen Tarihi Harran Üniversitesi, Şanlıurfa’nın Harran ilçesinde İslam’ın gelmesinden önceki bir tarihte ilim ve irfan merkezi olarak kurulmuştur. Emevilerden sonra Abbasiler döneminde halife Harun Reşid desteği ile üniversitenin daha da güçlendirildiği söylenmektedir. Günümüzde bile Harvard, Oxford, Cambridge.. gibi dünyanın en büyük üniversitelerinde Harran’da yetişmiş matematik, fizik, astronomi, felsefe, tıp ve din bilginlerinin eserleri ile ders notları okutulmaktadır.

Gastronomi Şehri

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin batısında yer alan aynı zamanda doğu mutfağının kalesi özelliği taşıyan Gaziantep ilindeyiz. Türkiye’yi gastronomi alanında UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’nda temsil eden Antep, çağlar öncesinden bu yana önemli yerleşim yerlerinden olmuştur. Hindistan’a kadar uzanan Baharat Yolu ve tarihi İpek Yolu üzerinde kurulmuş olan şehir bu özelliğini çok verimli şekilde kullanabilmeyi başarmıştır. Şehrin Bedestenleri, Hanları, Çarşıları eşsiz kültürünü yansıtan yöresel ürünleri ve çeşit çeşit baharatlarıyla ziyaretçilerini beklemektedir. Dünyanın ikinci büyük mozaik müzesi olan Zeugma Mozaik Müzesi Gaziantep’te ziyaret edilebilmektedir. Çingene Kızı Mozaiği müzenin en ünlü parçasıdır. Nizip ilçesindeki Zeugma Antik Kenti ise çağlar boyu birçok medeniyetin kalıntılarını taşımış, Kommagene Krallığında 40 yıl boyunca kalmış kentlerdendir. Şehir merkezinde 6000 yıllık tarihi ile ayakta duran Gaziantep Kalesi, UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi’nde bulunan Yesemek Açık Hava Müzesi, Hititlerden Büyük İskendere kadar birçok halkı kucaklamış Dülük Antik Kenti, mağaralara oyularak inşa edilen taş evler su sarnıçları ve birbirine bağlı yaşam alanlarının oluşturduğu Gaziantep Kastelleri bu köklü kentin görülmesi gereken yerlerindendir. Çocuklu aileler veya doğal yaşama ilgisi olan ziyaretçiler için Gaziantep Hayvanat Bahçesi dünyada sayılı büyüklükte emsalleri arasında öne çıkmaktadır. Gaziantep Oyuncak Müzesi, İslam ve Bilim Tarihi Müzesi, Emine Göğüş Mutfak Müzesi, Hamam Müzesi önerebileceğimiz kültürel mekânlar arasındadır. Gaziantep’e gitmişken 1635’ten günümüze kadar devam eden geleneği ile tarihi Tahmis Kahvesi’ne de uğramadan, dibeklerde dövülen eşsiz kahvenin aromasını tatmadan dönmeyin diyebiliriz.

Güneydoğu Anadolu özellikle son yıllarda gurme turları ile çok popüler olan bölgelerimizdendir. Yöresel bağlamda tarım ve hayvancılığın yaygın olması şehirlerdeki geleneksel mutfak kültürüne de yansımış, et çeşitleri ağırlıklı yemekler, tandırda güveçte, taş fırınlarda pişirilen etler, ekmekler baharatlar ve acı soslar (salçalarla) tatlandırılıp servis edilmiştir. Özellikle Gaziantep ve Şanlıurfa yörelerine ait kebaplar dünyaya mal olmuş lezzetlerimizdendir. Antep fıstığı kullanılarak yapılan baklava çeşitleri, kadayıflar ve diğer yöresel tatlılar Güneydoğu Anadolu lezzetlerini daha da çeşitlendirmiş, bir nevi eşsiz lezzetleri ile ağızları tatlandırmışlardır

Siz de eğer Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’nun farklı kültür ve güzelliklere sahip şehirlerine seyahat edip tarihsel geçmişlerine ortak olmak, doğal güzelliklerine hayran kalmak ve eşsiz lezzetleri ile mest olmak istiyorsanız yolculuk rotanızı belirlemeden önce sayfalarımıza göz atarak ona göre seyahat planınızı yapmalısınız. E Yaşam Rehberi'nin ayrıntılı Seyahat Rehberi ile Türkiye Gezi Rehberi başlığı altında ülkemizin bölgelerine ait diğer yazılarımızı da inceleyebilir görmenizi önerdiğimiz popüler yerler hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.

Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde Gezilecek Yerler

Adıyaman

Ağrı

Ardahan

Batman

Bingöl

Bitlis

Diyarbakır

Elazığ

Erzincan

Erzurum

Gaziantep

Hakkari

Iğdır

Kars

Kilis

Malatya

Mardin

Muş

Siirt

Şanlıurfa

Şırnak

Tunceli

Van

 

Seyahat İlgili Linkler